23 Kasım 2012 Cuma

Bu aralar neler dusunuyorum

Gun icinde bunu yazmalıyım dedigim o kadar cok sey geliyorki aklıma aksam oturdugumda ise hepsini unutmus oluyorum. Blogum hep aklımın bir kosesinde. Kah huzunleniyorum kah tanık oldugum guzellikliklere gulumsuyorum. Psikologlar, ’İnsanların bir delisi, bir ölüsü vardır, arası yoktur’ derler. Ben de oyleyim. Ya durgun ve huzunlu olurum ya da mutlu ve aptal. Eskiden bu iki eksenim arasındaki fark cok daha keskindi. Kendimi dizginlemeyi ogrendim. Kendimi dizginlerken deli tarafımın iplerini daha cok cekip olu tarafımın iplerini daha cok gevsek bırakmak da istemiyorum. Sanırım insanların yaslandıkca yaptıkları sey bu. Bu aralar Fazıl Say dinliyorum. Nasıl guzel piyano calıyor. Bueno Vista Social Club dinliyorum. Sahane muzik yapan Kubalı grup. Verdigi duygular ne cosku ne huzun yani ne olunuzu ne de delinizi canlandırıyor sadece ruha masaj etkisi yapıyor. Bu ara bir de Turk Beslerinden Ulvi Cemal Erkin dinliyorum.(Ataturkun egitim icin yurtdısına gonderdigi 5 sanatcı Turk Besleri diye anılır.) Cumhuriyetin ilk Klasik Muzik bestecilerinden. Bu aralar Muhtesem Yuzyıl izliyorum. Ogretici oldugu gercegi inkar edilemez. Dizi tarihi anlara hafif dokunuyor detaylı bilgi internet arastırması ile mumkun. Bu aralar Sadrazam Ibrahim Pasa Fransız Elcisi Jean de la Forest ile kapitulasyonlar icin gorusuyor. Etkileri gunumuze kadar gelen kendi ulkemizde yabancı olmamıza neden olan kapitulasyonların ilk tohumları atılıyor. 

19 Kasım 2012 Pazartesi

Hosgeldim ve Hosgeldiniz Yazisi

Saat 3:35 pm. Yer Baku, Parliament Caddesi, Hazar Denizi manzarali bir ofisteyim. Tarih 19 Kasim, Kis aylarini yasadigimiz icin gunesin isinlari kuvvetli degil, bu yuzden jaluzilerim acik konumda. Manzaramda eski Rus Binalari ve sonradan yapilmis cirkin betonarme sira binalar var. Uzaklarda bir yerlerde Hilton Oteli, Park Bulvar Alisveris Merkezi ve kocamin insaatinda calistigi Port Baku Projesi de gorunuyor.Ayrica goz kadrajima Azerilerin Iceri Seher dedikleri eski tarihi dar sokakli yapilanma ve Projesi Zaha Hadid tarafindan cizilmis olan Heydar Aliyev Kultur Merkezi ve Donald Trump Tower insaati da giriyor.

Iste boyle bir gunde Blog yazmaya karar verdim; aslinda daha once de birkac kez karar vermistim, ama sanirim kendime yazmaya devam edecek saglam nedenler bulamadim. Su anda ise yazmak istiyorum cunku gunluk hayatin monotonlugu icerisinde yakaladigim guzel ve tatli anlari atladigimi farkettim. Bu blog bana o anlari animsayarak ozel olduklarini kendime hatirlatmamda yardimci olacak. 

Bu blogu yazmam icin beni ikna eden, hayatin sadece guzellikleriyle ilgilenen arkadasim Yelim'e ve bana guc, guven ve mutluluk veren kocam Erkan'a tesekkur ederim. O olmasa zaten hayatin hicbir guzelligini farketmeme imkan yoktu belki de.

Ve bloguma ugrayan siz sevgili yabancilara da hosgeldiniz diyorum. Umarim Blog'um damaklarinizda guzel bir tat birakir.